Habercan Gazetece ve Matbaacılık

Haber: Birol ERGİN

Özel uçakla Erzincan’a gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Erzincan Yıldırım Akbulut Havalimanında CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül, CHP Milletvekilleri, Belediye Başkanları, CHP Erzincan İl Başkanı Erdem Topçu, Merkez İlçe Başkanı Ali Aras, Kadın Kolları, Gençlik Kolları ve coşkulu kalabalık tarafından karşılandı.

Havalimanında karşılamaya gelen partilileri selamlayan Kılıçdaroğlu ardından karayoluyla konvoy eşliğinde Tercan’a hareket etti. Kılıçdaroğlu için Üzümlü Altınbaşak kavşağında ve Mercan ilçesi kavşağında karşılanma programları düzenlendi.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun Tercan’da halka hitabından önce kürsüye çıkan CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül, burada Tercanlılara hitap etti.

Sarıgül hitabında, Biz Erzincanlıyız, her zorluğa dayanırız ama haksızlığa dayanamayız, vefasızlığa dayanamayız.

Haklıyla -haksız karşı karşıya gelmişse bizim yerimiz haklının yanıdır. Erzincanlının yüreği harman, gülüşü derman, sözleri fermandır. Sözümüz sözdür, sözümüz Erzincan’dır. Sayın Kılıçdaroğlu’nun Erzincan’a gelmesi hak, hukuk, adalet demektir. Sayın Kılıçdaroğlu’nun Erzincan’a gelmesi belediyecilikte şişli modelinin Erzincan’a gelmesi demektir. Sayın Kılıçdaroğlu’nun Erzincan’a gelmesi Erzincan’ın, Sivas ve Erzurum arasında kalmaması demektir. Sayın Kılıçdaroğlu’nun Erzincan’a gelmesi Erzincan’ın artık bizde varız demesidir. Sayın Kılıçdaroğlu’nun Erzincan’a gelmesi tulum peynirinin, Cimin üzümünün Erzincan balının, Kemah tuzunun, şahlanması demektir. İfadelerini kullandı

Daha sonra kürsüye çıkan Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu burada halkla seslenerek şunları söyledi:

Mustafa Sarıgül’ü dinlediniz. Memnun musunuz kendisinden? O her yerde ve her ortamda Ankara’da da olsa Erzincan’da da olsa bütün Erzincanlıların hakkını ve hukukunu savunuyor.

Diyeceksiniz ki bu sıcakta Kılıçdaroğlu bize ne anlatacak? Çiftçi dediğiniz kişi tarlasında çalışır, alın teri döker, ürününü elde eder. Hatırlar mısınız Toprak Mahsulleri Ofisi’nin üzerinde şöyle bir ifade vardı: Ofis çiftçinin kara gün dostudur diye. Bugün buğdayınızı, arpanızı götürdünüz. Normalde bunları alması lazım. Sıraya koyuyorlar. Paranızı dört beş ay sonra ödeyeceğiz diyorlar ama şunu sakın unutmayın çiftçinin parasını dört ay beş ay sonra ödeyeceğiz diyorlar ama Beşli Çete’nin parasını aynı gün tak tak tak ödüyor üstelik dolar olarak ödüyor. Benim görevim de milletvekilinizin görevi gibi sizin hakkınızı hukukunuzu savunmaktır.

Dışarıdan buğday alıyorlar, dışarıdan arpa alıyorlar, dışarıdan et alıyorlar, dışarıdan canlı hayvan alıyorlar. Dışarıdan mercimek alıyorlar. Dışarıdan nohut alıyorlar. Dünyanın milyar dolarlarını ödüyorlar ama bizim çiftçiye gelince para yok diyorlar. Hakkınızı vermiyorlar. Sizin hakkınızı hukukunuzu Kemal kardeşiniz sonuna kadar koruyacak.

Çiftçiye nasıl Ziraat Bankası ucuz kredi veriyorsa Halk Bankası’nın esnaf dostu olarak esnafa ucuz kredi vermesi gerekir. Ama kesiyorlar önünü, size gelince krediyi vermiyorlar ama ağalara paşalara gelince dünyanın kredisini hem de çok düşük faizlerle veriyorlar.

Emekliye zammı yıl sonunda vereceğiz diyorlar. Yani Ocak ayında vereceğiz diyorlar. Ne demektir Ocak ayında vereceğiz? Asıl zammı Ocak’tan sonra yapacağız durumu idare ediyoruz ama Ocak’tan sonra göreceksiniz yağmur gibi zamlar gelecek deniyor. Ocak’tan sonra belediye başkanları seçimleri süreci gelecek. Belediye başkanları seçiminden sonra asıl zamları o zaman göreceksiniz.

Allah aşkına bu güzel ülkeyi seviyorsanız, çoluk çocuğunuza hizmet ediyorsanız, huzur içerisinde bu memlekette hepimiz yaşamak istiyorsak önümüzdeki belediye seçimlerinde ne olursunuz elinizi vicdanınıza koyun ve oyunuzu öyle kullanın. Halktan yana kullanın, adaletten yana kullanın, hukuktan yana kullanın, insandan yana kullanın.

200 lira şu banknot 2009 yılında yürürlüğe girdi. 2009’da yürürlüğe girince 131 dolar alıyordunuz. Şimdiyse sadece 7 dolar alıyorsunuz. Paranın nasıl eridiğini 200 liranın nasıl pula döndüğünü bundan daha iyi bir örnek göstermez. Bu para yürürlüğe girdiğinde 44 kilo pirinç alıyordu şimdi bu 200 lirayla en fazla 5 kilo pirinç alıyorsunuz. Bakınız bu banknot çıktıktan sonra Erdoğan şu konuşmayı yaptı: Para tıpkı bayrak gibi, tıpkı milli maç gibi bir ülkenin gücünü, itibarını, bağımsızlığını simgeler. Doğru mu? Evet doğru. Paranın itibarı milletin itibarıdır. Bugün 200 liranın nereden nereye geldiğini ve Türkiye’nin itibarının ne olduğunu da gördünüz.

Canlarım, dostlarım, arkadaşlarım, eğer biz cansak memleketimizin içinde bulunduğu durumu hep beraber düşünmek zorundayız. Eğer biz cansak bu memleketi bu badireden çıkarmak zorundayız. dedi