1939 Depreminin 84. Yılı Dolayısıyla “Yerelde Afet İletişim” Paneli Yapıldı
Erzincan’da, 33 bin kişinin yaşamını yitirdiği 1939’daki depremin 84. yılı dolayısıyla anma programı ve “Yerelde Afet İletişim” paneli gerçekleştirildi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Erzincan Bölge Müdürlüğü tarafından Erzincan İl Müftülüğü Konferans Salonu’nda düzenlenen programa Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, Erzincan Belediye Başkanı Bekir Aksun, Vali Yardımcıları Yusuf İzci, Ömer Özbay, EBYÜ Rektörü Prof. Dr. Akın Levent, İl Jandarma komutanı Alb. Veysel Yanık, İl Emniyet Müdürü Kenan Kurt, kamu kurum ve kuruluş müdürleri, siyasi parti temsilcileri, STK yöneticileri, öğrenciler ve davetliler katıldı.
Panelin açılış konuşmasını yapan 1939 Depremi Erzincan ve Bölgeye etkisi adlı kitabın yazarı Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Erdem Yavuz; Büyük deprem kuşağı içerisinde bulunan Erzincan Ovası en şiddetli depremlere maruz kalmıştır. Erzincan’ın bu kuşak üzerinde bulunan diğer yerlere nazaran özel bir durumu vardır. Bu özel durum ülkemizi doğudan batıya keteden Kuzey Anadolu Fayına bağlı en genç ve geniş ölçülü tektonik hareketlerdir. Erzincan Ovası’ndaki çökmeler bitmemiştir ve devam edecektir. Sık sık meydana gelen depremler bunun en bariz delilidir” dedi.
Daha sonra konuşma yapan İletişim Başkanlığı Erzincan Bölge Müdürü Metehan Akkaya ise, “Bugün 1939 Erzincan Depremi'nin yıl dönümünde depremlerde hayatını kaybeden canlarımızı anmak ve yerelde afet iletişimi hakkında farkındalık oluşturmak masadıyla buradayız. Konuşmama Erzincan hakkındaki ilk intibamdan bahsederek başlamak istiyorum. 2020 yılında İstanbul’dan Erzincan’a geldiğimde bu şehrin düzenli yapısı, şehir merkezinde 3 kattan yüksek binaların olmayışı başınızı kaldırdığınızda dört cephede şehri kuşatan dağların hepsini görebiliyor olmak beni büyülemişti. Bunun sebebinin deprem riski olduğunu düşündüğümde aynı fay hattında yer alan diğer şehirlerimizde bu düzende yatay yapılaşmanın neden olmadığını sorgulamıştım. Zira aynı kanunlar 81 il için de geçerliyken en iyi bu şehirde uygulanıyordu.. sonuç olarak bu durumun Erzincan’ın mazisindeki şiddetli depremlerin toplumda uyandırdığı afet bilincinden kaynaklandığına kanaat ettim. Her ne kadar halk dilinde bir musibet bin nasihatten evladır denilse de afetlere karşı dirençli olmayı musibetlerle öğrenmek acı veren, kapanmayacak yaralar açan bir öğrenme türüdür. Kanunlar, imar planları gibi şehirciliği dizayn eden regülasyonların oluşturulmasında ve sürdürülebilirliğin korunmasında toplumsal talepler ve davranış kalıpları büyük rol oynar. Binalara kaçak katlar çıkmak, olması gerekenden yüksek katlı binalar yapabilmek için imar planlarını esnetmeye çalışmak, uygun olmayan zeminlerde inşaat yapmak gibi ihlalleri engellemekte kanunlardan daha güçlü olan bir şey varsa o da böyle binalarda oturmayı talep etmeyecek bilinçli bir toplumdur. Yani, afete karşı dirençli bir şehir olmak için güçlü binalar, kati yasalardan daha önemli olan afet karşısında bilinçli ve dirençli bir topluma sahip olmaktır.
Ülkemizin deprem riski altındaki şehirlerinden biri olan Erzincan'ın afetler karşısında daha dirençli bir şehir olması noktasında bir farkındalık yaratmasını hedeflediğimiz panel programımızı kısaca özetleyerek sözlerimi tamamlamak isterim.
Afetlerin yıkıcılığı düşünüldüğünde, zararların asgariye indirilmesi ve afete karşı dirençli bir toplum inşa edilmesi için etkin bir iletişim stratejisi önem arz etmektedir. Bu sebeple afetlerde planlama, veri toplama, veri işleme, analiz, bilgi üretimi, bilginin dağıtılması, koordinasyon gibi pratikleri içeren çok yönlü bir iletişim stratejisi benimsenmelidir. Afet sürecinde meydana gelen korku ve endişe ortamında, doğru bilginin yayılması ve etkin iletişim büyük önem taşımaktadır. Afet esnasında ve sonrasında meydana gelen kaos ortamına müdahale edilmediği takdirde pek çok dezenformasyon, manipülasyon, kara propaganda ya da algı operasyonu ortaya çıkabilmektedir. Tüm bunları engellemek için afet öncesinde, esnasında ve sonrasında devlet-millet iletişiminin kesintisiz bir şekilde devamı elzemdir. “Afet Süreçlerinde Kurumsal İletişimin Önemi” adlı ilk oturumda bu konular tartışılacaktır.
Afet ve acil durumlarda bölgeyi ve hedef kitleyi tanıyan yerel medyanın etkinliği ve ulusal medyanın afete ilişkin haberleri tüm kamuoyuna ulaştırma işlevi etkin bir afet iletişiminin ayrılmaz parçalarıdır. Küreselleşmenin hız kazandığı günümüzde yerel medya ve ulusal medyanın koordinasyon içinde olması son derece önemlidir. Yerel ve ulusal medyanın doğru habere yer verme ve kamuoyu nezdinde herhangi bir karışıklığa ya da yanlış bilgilendirme yapmamaya dikkat etmeleri gerekmektedir.
Ulusal medyanın uluslararası medyaya ulaşma kolaylığı ile yerel medyanın olay yerinden gerçekçi veri akışının birleşimi etkin ve verimli bir haber akışı anlamına gelmektedir. Buradan hareketle afet süreçlerinde ulusal ve yerel medyanın Koordinasyonu konulu ikinci oturumumuzda alanında uzman panelistlerimizle konu derinlemesine ele alınacaktır.
Öte yandan, Afet zamanlarında sahada devlet kurumlarının en büyük destekçileri arasında sivil toplum kuruluşları yer almaktadır. Bu kuruluşlar, bölgesel temsilcilikleri, aldıkları bağışlar ve gönüllüleri vasıtasıyla afet bölgesindeki müdahale çalışmalarına katkı sağlamaktadır. Bu önemlerine binaen, Türkiye Afet Müdahale Planı’na göre afet ve acil durumlarda sunulacak hizmet alanlarında faaliyet göstermek isteyen sivil toplum kuruluşları ve gönüllüleri, yetkinlik ve yeterlilikleri konusunda sınıflandırılmakta ve akreditasyon almaktadır. “Afet İletişiminde Sivil Toplum Kuruluşlarının Rolü” konulu son oturumumuzda, afet dönemlerinde önde gelen sivil toplum kuruluşların iletişim faaliyetleri mercek altına alınacaktır.
Bu vesile ile, Erzincan depremlerinde ve ayrıca 6 Şubat Kahramanmaraş depremlerinde hayatını kaybeden vatandaşlarımız için Allah’tan rahmet diliyor, programımıza göstermiş olduğunuz ilgi ve alakadan ötürü şükranlarımı arz ediyorum. ” dedi.
Panelde konuşma yapan Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Akın Levent ise “Deprem bizim için olduğu kadar bütün dünya ve insanlık için de önemli bir afet, Erzincan’da ritmik aralıklarla deprem bizi etkiliyor, geleceği ise çok net uzmanlar bunu söylüyor. Bizim yapmamız gereken oturduğumuz binaları depreme karşı dayanıklı hale getirmek” dedi. 6 Şubat depremleri sonrası deprem için hazırlık yapan öncü şehirler arasında Erzincan’ın ilk sırada olduğunu ifade eden Rektör Levent, deprem konusunda çalışmalarıyla şehre katkı sunan herkese teşekkürlerini ileterek konuşmasını tamamladı.
1939 Erzincan Depremini Anma Programı’nda konuşma yapan Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi (EBYÜ) Deprem Teknolojileri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Şevket Özden bir sunum yaparak kente “Erken uyarı sistemi” kurulması ile ilgili bir talebinin olduğunu belirtti ve açıklamasında “tehlike, risk ve afet başlıklarına dikkat çekti, “Doğu Anadolu ve Kuzeydoğu Anadolu Fayının üzerindeyiz” diyerek Erzincan için olası deprem risklerine değinen Özden, tehlikenin ortadan kalkması ve riskin de zarar vermemesi için alınması gereken tedbirleri açıkladı.
Deprem konusundaki bilinçlenmenin önemini vurgulayan Erzincan Valisi Doç. Dr. Hamza Aydoğdu “Bazen şehirde dolaşırken işte acılardan yorulmuş bir şehir. Doğru. Acı insana asalet katar. Ama acılar bizi oturmaya, tembelliğe, atalete sevk etmemeli. Bunu şiddet reddediyorum. Bunu asla kabul etmiyorum. Evet, acılar var. Evet deprem bölgesi. Bizim daha çok çalışmamız gerekiyor, daha çok üretmemiz gerekiyor, daha çok gayret etmemiz gerekiyor. Biz depremin arkasına sığınarak böyle atalet içerisinde, pişmanlık içerisinde oturacak bir şehir değiliz. Daha çok üreteceğiz, daha çok istihdam oluşturacağız ve daha ileriye daha güvenle bakacağız. Bunu üzerimizden kesinlikle atmamız gerekiyor. Biz bunu başarabilirsek deprem olacaktır, hasarlar, sıkıntılar yine olacaktır ama biz gene onlardan ders alarak önümüze bakmamız gerekiyor. Onun için bu çalıştayı arkadaşlarımızla birlikte çok önemsiyoruz. Depremlerin olmaması için elimizden gelen bütün gayreti göstermemiz lazım. Binalarımızı ona göre yapmamız lazım.
Erken uyarı sistemi ile ilgili çalışmalar hakkında da bilgi veren Vali Aydoğdu; şehrin değişik yerlerine 28 saniye önce depremin olduğunu bize gösteren bir sistem kurulması gerekiyor. Biz de AFAD Başkanımızla konuştuk. Projemiz hemen hazırlandığında o gelecek. Biz de şehrin değişik yerlerine bu sistemi kuracağız. 28 saniye sonra da haberimiz olacak. Depremle ilgili yapmamız gereken her şeyi mutlak suretle yapmamız gerekiyor. Bizim mutlaka bunu yapmamız gerekiyor. Niye Profesyonel Kurtarma Ekibi dedim. Çünkü onlar çok can kurtardılar. Mesela Elbistan'da 850 vatandaşımız vefat etti ama 2 bin vatandaşımız da kurtarıldı. Onun için biz burada 3. Ordu Komutanlığımız var, 59. Tugayımız var, belediyemiz var onlarla da görüştük. Bu profesyonel kurtarma ekiplerinin kurulması için de eğitimlerimize devam edeceğiz” dedi.
Erzincan Belediye Başkanı Bekir Aksun ise 1992 depremi sonrası yenilenen yapı stok oranını paylaştı ardından hasarlı binalar mutlaka yıkılmalıdır, Erzincan’ın aynı zamanda depremlerle birlikte yaşamasını öğrenen bir şehir olarak da tarihe geçeceğini ifade etti.
Katılımcıların yoğun ilgiyle dinlediği açılış konuşmalarının ardından “Yerelde Afet İletişim Paneli”ne geçildi. Panelin birinci oturumunda “Afet Süreçlerinde Kurumsal İletişimin Önemi” konuşuldu. Panelin ikinci oturumunda “Afet Süreçlerinde Ulusal ve Yerel Medyanın Koordinasyonu” konuşuldu. Son ve üçüncü oturumunda ise “Afet İletişiminde Sivil Toplum Kuruluşlarının Rolü” ele alındı.
Benzer Haberler
Tercan Baraj Gölüne Milyonlarca Yavru Balık Bırakılıyor
Tercan’da Mikroçip Uygulaması Devam Ediyor
Erzincan Hem İç Hem De Dış Pazarlar İçin Üretiyor
Uluköy’de Yılda 15 Milyon Yavru Üretiliyor
Erzincan Tulum Peyniri Atatürk Orman Çiftliği’nde Satışa Sunuldu
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’ndan Ahmet Tanoğlu’na Taziye Ziyareti
Anagold Madencilik'ten Sosyal Medyadaki Asılsız İddialara Yanıt
Bebeğimin İlk Ek Gıdası Ne Olmalı?